Gül Ahmed’im Can Muhammedim
Bir gün amine annemiz uykusundan uyandı ve ağlayan çocuğunu merhametli kollarına aldı. Canım evladım acıkmış dedi. Yeni doğan bebeğin kokusu güzel olur ya hani. İşte o Hz. Muhammeddi. Onun kokusu kim bilir ne kadar da güzeldi. İşte amine annemiz o güzeller güzeli evladın hoş kokusunu içine çekti. Bir anne düşünün ki evladından ayrı kalsın ve evladı henüz 5 yaşlarında iken ondan ayrılıversin. Ne zor bir imtihan değil mi? Henüz bebeklikten çocukluğa olan o zaman ki dönemde bile büyük bir insan olacağının sinyallerini veriyordu can Muhammed. Bir şekilde büyüyüp yetişecekti bu gül gibi çocuk. Sad oğulları kabilesinden halime annemize emanet edilen gül Muhammed, Halime'nin şefkatli kolları arasında büyüyecekti. Halime annemiz bu nur gibi çocuktan sonra kendi ev ahalisine ve köylerine gelen bereketten söz etti. Evet o nur gibi çocuk tabiki de her gittiği yere bereket ve feyzi götürecekti. Çünkü o alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed'in küçüklüğü idi elbet. Halime annemiz kendi öz evladına bakarcasına bakmıştı can Muhammed’e. Evlatlarına nasıl bakıyorsa onlarla nasıl ilgileniyorsa can Muhammed ile de öylesine ilgileniyordu.
Ebvaya giden yolda Ne yazık ki evladına doyamadan vefat etti Amine annemiz. Babadan yetim olan yavru annesini de yitirince öksüz de kalmış oldu. Annesinin vefatı sonrası ise dedesine teslim edildi. Kendisi adına zor bir hayat daha evvelinden başlamış oldu. Henüz çocukken büyük imtihanlara tabi tutuldu can Muhammed. Annesiz ve babasız büyümek ve bir ömür öylece yaşamak ne kadar zor bir durumdur acaba? Bu soruyu kendimize ihtiyatlı bir şekilde soralım. Hz. Muhammed'in çocuk yaşlarda başkalarına emanet edilişi dedesinden sonra amcası Ebu taliple devam edecekti. Ebu talip yeğenini esasında seviyordu. Sevdiği için de koruyordu elbet. Kendisi ile beraber tüccarlık yapmasına imkan tanıyan amcasından bir çok şey öğrenmişti nur Muhammed. Özellikle ticaret alanında ve hayatın diğer noktalarında amcasının tecrübelerinden faydalanmıştı.
Günler geçecek ve çocuk yaşlarındaki yetim ve öksüz Muhammed genç bir delikanlı olacaktı. Haliyle evlenme yaşı da gelmiş olacaktı. Çocukluğunda sahip olduğu güzellik ve nuru gençlik döneminde de korumuş ve çok sevilen bir genç profiline sahip olacaktı. Asla yalan söylememesi insanlara karşı dürüst olması onun bu profile sahip olmasındaki en önemli hasletlerdendi elbet. Henüz 25 yaşında iken ticaretle uğraşan bir kadın ile yani Hatice annemiz ile tanışacaktı. Bu tanışma sonrasında elbette evlilik vuku bulacaktı. Hatice hem akıllı hem de zeki bir kadındı. Meysere adındaki bir hatun aracılığı ile bu evliliğin adımları atılmış olacaktı.
Can Muhammed henüz genç yaşlarında iken insanların güvenliği, kendisine emanetlerini teslim ettikleri bir genç olmuştu. Bundan ötürü kendisine Muhammedu'l Emin deniliyordu. Ne güzel bir şereftir böyle bir isim ile anılmak değil mi?
Genç ve asil Muhammed'in hacer-ül esved meselesinde olayı tatlıya bağlaması, kargaşaya son vermesi de yine çok önemli bir noktadır. İnsanlar sevmeseler de ona güvenmiş ve bu konuda adaletli karar vereceklerine inanmışlardı. Daima problem çözen bir yapısı vardı nur peygamberin. Biz ümmetine de problem çıkarmak yerine var olan problemleri çözmek yaraşmaz mı? Yakışmaz mı? Peygamberini tanıyan ve tanıtan her birey en ince ayrıntısına kadar tanımalı ve bu uğurda bir yaşam sürmeli. Sizce de öyle değil mi? O halde kısaca bahsini yaptığımız çocukluk ve gençlik dönemine dair yazıları, sizler vahye giden süreç ve vahiy sonrası Hz. Peygamber başlıkları altında okumalarınızı yapınız. Can Muhammed’in yolunda olanlara ve onun gibi yaşamaya çalışanlara selam olsun.
Ebubekir Güven
Yorumlar
Yorum Gönder