Peygamber Efendimiz’e Ne Kadar Layığız?
Peygamberimiz, Allah'ın dininin yayılması için elinden ne geliyorsa yapmış ümmetine de vefatından sonra yolundan gidecek kaidesi olan sünnetini bırakmıştır. Evet Allah'ın, Efendimiz'e gönderdiği mucizesi olan Kur'an-ı Kerim ve Peygamberimizin sünneti bizim üzerimizde sizce ne kadar vücut bulmuştur bir düşünelim. Burada vücut bulmak ne demek? Vücut bulmak; bu sayılan iki önemli yaşam pınarından kana kana su içmek ve tabiri caizse içtiğimiz su ile İslam'ı yaşamaktır. Ne diyor Sezai KARAKOÇ "Müslüman! İslam'ı öyle sağ ve diri, canlı yaşa ki, seni öldürmeye gelen sen de dirilsin." Evet tam olarak da bunu yapmalıyız. Başlığımızda ne dedik, "layık olabilmek" değil mi? Bizler, kendimizi İslam'ın birer neferi olarak görmeli, bu uğurda yaşamalıyız. İşte o zaman Efendimiz'e layık bir ümmet oluruz. Maalesef ki namaz kılıp camiden çıkar çıkmaz dedikodu yaparsak, din kardeşimizin malına göz dikersek, zenginlikten başka hiçbir şey düşünmezsek, ahir zamanın fitnelerinden olan zinaya ayağımız kayarsa, kalp hastalığı olan kibir ile hemhal olursak Efendimiz'e layık ümmet olamayız. O öyle bir Peygamber ki hepimizinde bildiği üzere "Ümmetim" diye nidada bulunan bir şahsiyettir. Buradaki "Ümmetim" lafzına kim mazhar olmak istemez? Düşünsenize cennettesiniz ve Efendimiz sen ümmetimdensin diye sizi bağrına basıyor, elinden havz-ı kevserinden su içiriyor. Günlük hayatta dünyalık hayallerimizin önüne ahiret hayatında cennette olabilmenin de düşüncelerini getirip o uğurda yaşamalıyız. Unutmayalım ki ölüm var ölüm hak. Şu an mezarlıklarda olanlara "O kadar kavga gürültü şimdi hepsi sessizliğe büründü" diyoruz değil mi? O sessizlik yaşayanlara, hala Efendimiz'in ümmetim dediği kullar arasına girebilmek için çabalayanlara ders niteliğinde olmalıdır. Rabbim cümlemizi Allah'ın rızasını kazanmış kullarından olabilmeyi ve Hz. Muhammed Mustafâ (sav) 'e layık bir ümmet olmayı nasip etsin.
Ahmet Tayfan | Güngör Güzel
Yorumlar
Yorum Gönder