İnsanlığın Son Kılavuzu, Son Peygamber Aleyhisselam
Aziz Okuyucular!
Var edenin adıyla başlamak borcumuzdur. Ki bizleri var eylemiş, maddi manevi sayısız nimetler bahşetmiş, bildiğimiz bilmediğimiz sayısız nimetleri sebebiyle hamdolsun Rabbimize!
Selât ve selam en mühim nimeti Peygamberimize!
Rabbimizin ahseni takvim üzere yarattığı biz insanlara en önemli nimeti insanlık tarihi boyunca içimizden seçip gönderdiği peygamberlerdir. Bunların sonuncusu da malumunuz olduğu üzere Âhir zaman Peygamberi, hâtemennebiyyîn, serveri esfiyâ Muhammed-i Mustafâ’dır.
Kamerî aylardan Rebîulevvel ayında mîlâdî 571 yılında yetim olarak dünyayı teşrif etmiştir. Altı yaşında öksüz kalmıştır, dedesi ve amcasının gözetiminde yetişmiş, belki ilk gençlik yaşlarında birçok Mekkeli genç ve hemen her peygamber gibi koyun otlatmış ve ticaret kervanlarına katılıp ticaretle meşgul olmuştur. Yirmi beş yaşlarında iken sonradan kendinin en önemli destekçisi ve müminlerin annesi olacak Huveylid kızı Hatice ile evlenmiş, ondan dört kız ve iki oğlu olmuş, oğulları daha küçükken vefat etmiştir. Kızlarından Fatıma dışındakilerde kendisinden önce dârı bekâya göç etmişlerdir.
Kırk yaşında Hira mağarasında ilk vahiyle muhatap olup alemlere rahmeten peygamberlik vazifesine başlamıştır.
Peygamberimiz Muhammed-i Mustafa insanlığa niçin yaratıldıklarını hatırlatmak, onları Allah yoluna davet etmek, Allah’ın hitâbını ve Kitâbını öğretmek, inanç ahlak ve davranışta arı duru hale getirmek için gönderilmiş son peygamberdir. O geleli nerdeyse bin beş yüz yıl olmuş başka bir peygamber gelmemiş ve gelmeyecektirde. Onun getirdiği kitap ve din kıyamete kadar yürürlükte kalacaktır.
Yirmi üç yıllık Risalet döneminde vahiy kendisine peyderpey inmiş ve bizzat onun tarafından etrafındaki ashabıyla birlikte uygulama alanı bulmuştur. Getirdiği dinin adı İslam’dır. İslam dininin temelde iki kaynağı vardır. Allah’ın kitâbı Kur’an-Kerim ve peygamberi Muhammed-i Mustafa Aleyhisselam’ın sünneti.
Hz. Peygamber Aleyhisselam ashabı tarafından belki de hiçbir beşere nasip olmayacak bir şekilde sevilmiş, sayılmış, takip edilmiş ve hakkındaki sözleri davranışları yaşantısı ve bütün ilişkileri hakkındaki bilgiler nesilden nesile aktarılarak bize kadar ulaşmıştır. Bu bilgiler, siyer ve meğâzî, hadis, İslam tarihi, tabakat vs kitaplarında derlenmiştir.
Bir Müslümanın önceliği inancını sahih ve sağlam bilgiler üzerine bina etmek olmalıdır. Bu sebeple Rabbimizi ve Kitâbı Kur’an’ı Kerîmi ile onun Peygamberini ve Peygamberinin sünnetini iyice öğrenmelidir. Ayrıca Kur’an ve Hadisten neş’et etmiş akaid-kelam, fıkıh-usulü fıkıh, siyer-İslam tarihi, tefsir-tefsir usulü, ahlak-tasavvuf gibi dini ilimleri öğrenme gereğince amel etme için de vakit ayırmalıdır.
Yaşadığımız modern çağda maalesef bağımlılıklarımız hatsafaya çıkmış bulunmaktadır. Bu bağımlılıklar modern köleliğin aparatlarıdır. Bu aparatlardan bağımsız olduğumuz ölçüde kendimiz olabiliriz, özgür olabiliriz. Aparatların en sahte yemi de özgürlüktür. Özgürlük yemiyle bütün insanlık önce Nefiselerinin kölesi sonra da aparatları üretenlerin köleleri haline gelmektedir.
Gerçek iman sahte tanrılardan bağımsızlığını kazanıp tevhit akidesine ve o akidenin gerektirdiği yaşam biçimine kavuşmakla tahakkuk eder.
Öyleyse haydi hep birlikte o yaşam biçiminin muallimi Hz. Muhammed-i Mustafâ’ya hüsnü ittiba ile uyup kurtuluşa ermeye!
Sami önler
Yorumlar
Yorum Gönder