Halktan Hamde

 

Veryansın dünya haline

Her birinin atlattığı bâhire

Acımasız Hayasız şeytanlar

Düşürüyor insanı kendine

 

Duman kaplı ateşten yol

Sonunda gölgelik seraptan çayır

Mayınlarla dolu renkli topraklar

Geçmeye adanmış başıboş hayatlar

 

Yüreğini bağladığın eşsiz kiriş

Üstüne çıktığın ömür treni

Seni tutan demirden halatlar

Atlatmaya çalıştığın çıkmaz sokaklar

 

Yüzyıllar öne bize miras bırakılan önemli bir kavramdır şükür, kişiye izzeti ve ikrama layık olanın kim olduğunu hatırlatır. Esasen insanın insanlığının değer yargısıdır. İnsan hayatta var olduğu sürece kendi cinsine veya kendinden aşağı olanın faidesine muhtaç olarak varlığını sürdürür. Bir çivinin bir nalı; bir nalın bir atı; bir atın bir komutanı; bir komutanın bir orduyu teçhiz ettiği bu sistem birbirinin ikramına ihtiyaç duyan nice varlıklardan teşekkül etmiştir, bunun içindir ki insanoğlunun kendini diğer insanlardan müstağni görüp de kibirlenip böbürlenmesi yasak kılınmıştır, bahusus bu durumda olduğuna dair hemcinslerini aldatmaya çalışan kişi ancak yalancılıkla itham edilebilir. Tabi bunun da istisnası vardır ki bu durumda bile olanların tamamen veya sürekli hayatın imkanlarından müstağni olabilmeleri pek muhal gözükmektedir. İşte bundan dolayıdır ki şükür aslında kendini hak ettiği yerde görüp üstünlüğün ancak takva yönüyle olacağını özümsemektir.

Elbette her nefesi var eden bir Hakk vardır, hakikaten müstağni, her türlü mükellefiyetten tenzih ettiğimiz, mutlak hâkim ve varlığına şek olmayan “Yüce Allah”, övgülerin en güzelini ancak onadır. Esasen biz Allah’ın verdiği lütufların bir karşılığı olarak sadece hamdedebiliriz. Öyle bir Var edenimiz var ki verdiği sayısız nimet için ancak kullarından kendisine hamd ve itaat edilmesini ister. Mamafih hamd ve itaatin noksan veya âdem olmasına mukabil kullarından hiçbir nimeti eksik etmez. Hiç şüphesiz bu bizlere mükafat olarak yeter de artar.

Nihayet insan verilen bunca nimetin hesabın görüleceği yere geldiğinde, cennet ve cehennem kapılarının sonuna kadar açıldığını işittiğinde, hesaba çekilecek sayısız nefsin çaresiz bekleyişlerini gördüğünde, o gün artık şükür kapıları nankörler için kapanmıştır ve Allah’ın dünyada kendilerinin hamdine ihtiyaç duymadığı insanların, şükürleri artık kendilerine bir fayda sağlamayacaktır. İşte o fellik fellik mayınlarla dolu renkli topraklardan geçenler, takip ettikleri yolun serap olduğunu anlayacaklar Fakat kendilerini binayı ayakta tutan kirişler misali sapasağlam bir hakikata bağlayanlar ise: Ömür treninin yol katetmesine aldırmadan, dibi uçurum olan yanlışa giden yollardan hamda layık olanın inayetiyle güvenle geçecekler, işte o gün o zümreden olmak dileğiyle…..

Yusuf Huzeyfe Egrin 



Yorumlar

Popüler Yayınlar