Küllerinden Doğan Şehir
Sitem yüklü pişmanlık ağacının dallarında durur kayıp yıllar
Yanar dağlar gibi kaynayan yürek ateşi
Nasır tutmuş elleri yakamaz
Bu yakamozda hakikat gölge gibi durur
Lavların külleri göğe savrulduğunda
Güneşin ve yağmurun büyüttüğü
Asırlık ağaçlar küllerin altında kalır
Vadiye şırıl şırıl akan dereler kurur
Orada bir yürek patlaması vardır
Leylekler göç etmiş
Hu hu kuşunun sesi kesilmiş
Suyunu çekmiş Turnaların uçup konduğu göl
Üzeyir Peygamberin harap şehrine dönmüş gönül seması
Bu şehri kim diriltecek
Bak bozulmamış gıdalar
İnsanı insan yapacak
Kemiklere yeniden et giydirilecek
Yüzyıl geçse üzerinden
O şehir yeniden kurulacak
Artık giden gitmiş
Adı sanı tarihten silinmiş anılar
Hesap için mahşeri bekleyecek
Bir yiğit yaşıyorsa yeryüzünde
Umudun yitmesin
O şehir dirilir yeniden
Kopmadıysa kıyamet
Kalk ve kıyam et
Kıyam et ki Hakikatin sesi yükselsin
Yeryüzüne huzur gelsin
Kara zulümden sonra
Ey yiğit! Sen yeryüzünde
Peygamberlerin izinden giden
Son Nebî’nin mesajını taşıyansın
Kalk bir nefes al
Al ki yeryüzü dirilsin
Gül bahçelerinde
Hazana durmuş bülbüller şakısın
Haber versinler
Yeniden baharın geldiğini
Yeryüzüne
Bütün yüksek tepelerden ilanlar yapılsın
Yitmiş yiğitler ufuk tarafından
Atlarını dörtnala koşturmadalar
Gün doğarken onlarda doğacaklar yeryüzüne
Hakikatin soluğu ışıtacak yeryüzünü
Hakikatin kılıcıdır adaletin garantisi
O kılıç bir parlamaya durduğunda
Bilin mazlumlar nefes alacak
Kendini bilen yiğitlerin
Ramazanla donanan yiğitlerin
Kardeşlerini kucaklayan yiğitlerin
Kucağındadır selamet
Sen de kalk o Yiğitlere selam et
Ayaklarının altına ser nefsini
Onlar omuzlarına basarak yükselsinler
Sen Hakikat emanetini ehline ver ki
Hakikatin günü doğsun
Ey Yiğitler Sancak sizi bekler!
Yüreğinizdeki Muhabbet ateşidir
Önünüzü aydınlatacak
Dilerim istikametiniz şaşmasın
Oruç yüreğinizi diri tutsun
Namaz yüceltsin huzura
İnfak saflarınızı kenetlesin
Kardeşliğimiz muhkem olsun
Sami Önler
Yorumlar
Yorum Gönder