Baş yazı
Bismillah diyelim önce, Rahman ve Rahim olanı zikredelim.
Sahip olduklarımız ondandır, O dur varlığın sahibi hamdolsun.
İnsanlığın yol göstericileri, elçilerine selam olsun, Selam olsun Muhammed Mustafa’ya
Yoluna can fedâ!
Gayemiz insan olduğumuzu bilmektir, bu bilinci korumaktır. Etrafımızı çevreleyen cümle varlıkla barışık olmaktır.
Hoyratça çiğnediğimiz toprağı, üstümüzdeki semayı, semadaki güneşi, ayı, sırtımızı yasladığımız dağları, dağlardaki türlü türlü ağaçları, kurdu kuşu, karıncayı solucanı can taşıyan her hayvanı, çayırlarda oynaşan kuzucukları karacaları, çayır çimen, dağ taş arasından şırıl şırıl akan suyu, dereyi, ırmağı, baharda güzelim dünyayı süsleyen rengârenk sayısız çiçekleri gülleri, yükselen bulutları, inen yağmuru, karı, milyonlar yıldızları görebilmektir.
Esiri olduğumuz sanal dünyadan kurtulup, hemde esaretimizi kendi parmak uçlarımızla tuşlayıp bağladığımız sanal dünya. Üreticilerinin köleleri olduğumuz sanal dünyadan cümle varlığı Var edenin doğal dünyasının efendileri olduğumuzu görebilmek gayemiz.
İnsan dünyanın efendisidir bunu görmelidir. Lakin bu efendi niçin vardır. Arılar insan için bal yapacağım diye akıl almaz bir koşturmacanın içinde, toprak hep bize çalışır. Bakın güneş yine bizim için doğar, yağmur bizim için yağar, rüzgar bizim için eser, deryalar, deryalardaki balıklar bize bakar. İneğin sütü yoksa ne yoğurdumuz ne peynirimiz var. Bak ovalarda toprak bize neler sunar...
Ya biz insanlar neyiz? Ne yaparız, niçin varız? Nereye gideriz? Arzularının tutsakları, peşinde koşanlarımıyız? Yoksa daha ulvî bir amacımız mı vardır?
İnsan nedir ki? İnsanı diğer canlılardan ayıran nedir?
Her şeyin etrafında pervane döndüğü bu insan bugün ne haldedir? İnsanlık nereye gidiyor? Biz ne yapabiliriz? İnsanlığa varlığa bir soluk olabilir miyiz? Vicdanımızdan, gönlümüzden, ruhumuzdan bir kurtuluş çağrısı çıkar mı? Sevgiye açılan bir kapı olabilir miyiz? Ulu bilgeler yolunu tutabilir miyiz? Hakikat sancağının sancaktarı olabilir miyiz? ‘İlk söz’ün sahibinin sözünü duyup olabilir miyiz? Zira ‘önce söz vardı’ demiş eskiler. Her şeyin sırrı söz’de gizlidir öyleyse. Hakikat sırrını keşfe var mıyız?
Haydi bismillah!
...
Sami Önler
Not I: Yazının bulunduğu dergiyi okumak için tıklayınız
Yorumlar
Yorum Gönder