Muhabbet Ahiret Lezzetidir
Hayatı dünyaya hapsettiğinizde bütün iletişim ve ilişkiler çıkar üzerine bina olur. Halbuki insan Son Peygamber Muhammed Mustafa Aleyhisselam’ın ifadesiyle dünyada sadece bir yolcu gibidir. Yolculuğu ana rahminde başlar, doğum kapısından dünyaya gözünü açar ve ölüm kapısından asıl yurduna, asıl hayatına, ahiret hayatına geçer.
Asıl yurt merhaleleri dereceleri farklı farklı olmakla birlikte iki konaklıdır. Dünya hayatındaki seyrinde varoluş gayesi; yaratıcıyı bulup, ona inanıp, gönderdiği elçilerinin yolunu tutup, ona güzel kulluk edip bütün talimatlarını en güzel şekilde uygulamaya çalışıp iyi kul olanların varacağı saadet konağı Cennet, bir de yaratıcıyı bulmadan, inanmadan ahireti hesaba katmadan dünyada hayat sürenlerin varıp konaklayacakları, pişmanlık, azap ve ateş konağı Cehennem.
Her varlığın içinde yaşama ve varlığını sürdürme duygusu, iradesi vardır. Mülk ve varlık toptan yaratıcının olmakla birlikte varlığı yarattıkları içinde merkezi bir konuma yerleştirdiği insanın hizmetine vermiştir. Ondan talebi ise kendini tanıması ve buyruklarını tutmasıdır. Düşünüldüğünde, iyiden iyiye tetkik edildiğinde Allah (cc) şu varlık aleminde ne muhteşem bir sistem kurmuştur. Ve bu sistem tıkır tıkır işlemektedir. İnsan bu işleyişi, gidişatı, mebde ve meâdı gördüğü kadar kemâle olgunluğa yaklaşmıştır.
Varlık seyrinin, mebde ve meâdının farkına varan insanın bütün bir varlık ve hemcinsleriyle ilişki ve iletişimi de ona göre şekillenecektir. Yaşam biçimi ve hayat tarzıyla insanoğlu kendine bir yol seçmiş olur ve yollar, yaşam biçimleri, hayat tarzları insandan insana farklı gözükse de temelde iki hayat tarzı vardır. Sırf dünya ve dünyalık merkezli hayat tarzı ile ahiret merkezli dünya ve dünyalığı anlamlandıran hayat tarzı.
Sırf dünya ve dünyalık merkezli hayat tarzında insanlar arası ilişkiler, birliktelikler geçici çıkarları hesaba katarak oluşur. Arkadaşlıklar, yoldaşlıklar, dostluklar çıkar ortaklığının ürünü olarak gelişirler.
Ahiret merkezli dünya ve dünyalığı anlamlandıran hayat tarzında ise ilişkilerin temelinde ahireti birlikte kazanmak vardır ki ahiret inancı insana her açıdan titiz olması gerektiğini öğretir. Her hakkı gözetmelidir insan, zira her imkân ve halin karşılığı, hesabı olacaktır bunu bilir bilmelidir.
Bir de insanın mayasına sevgi ve nefret, gazap ve öfke, şefkat ve merhamet gibi duygular konulmuştur. Bu duyguları dengeli bir şekilde kullanabilen insan hikmeti yakalamıştır ki hikmeti ancak akıl vicdan ve inançla yakalayabilir.
Şu dünyada ahiret yolcusu olan insan hemcinsleriyle yürür bu yolculuğu. Yol arkadaşları, dostluklar edinir. Bunların temelinde sevgi, saygı ve güven vardır. Sevgi, saygı ve güvene dayalı dostluklar dünya hayatının tadını verir insana. Huzur sevgi, saygı ve güvenle tesis edilir.
Sevgi, saygı ve dostluk birlikte yürür. Sevgi ve saygının olmadığı yerde dostluk yürümez. Derin kalıcı dostluklar uzun, acı tatlı yaşanmışlıkların, paylaşımların, fedakarlıkların sonucudur. Ve inanın ahirette de yansımaları olacak, devam edecektir.
O sebeple dostlukların, sevgilerin kıymeti bilinmeli, yok yere harcanmamalıdır. İnsan dostları ve sevgileri kadar zengindir. Dostları ve sevdikleri olmayanlar fakirdirler, yoksuldurlar. Muhabbet ahiret lezzetidir. Bu lezzetten tatmalı ve tattırmalıdır da.
Gönlümde sevgilerini taşıdığım, muhabbet duyduğum cümle dostlara, gönüllerinde sevgi ve muhabbet taşıyarak ahirete koşanlara selam olsun!
Sami Önler
Yorumlar
Yorum Gönder