Samimiyet Nasıl Elde Edilir?

Öncelikle samimiyet, maddi bir şekilde satın alınarak elde edilen bir şey değildir. Samimiyet, kişinin içtenlikle gönülden isteyerek bir işi yapmaktır. Samimiyet ve ihlasla yapılan işler sağlam olur. Çünkü niyetin samimiyet ve ihlas üzerine inşa edilmiştir de ondan. Din samimiyettir.  Hadîs-i Şerifte de geçtiği gibi "Allahu teala ancak kendisine ihlas ve samimiyetle, kendi rızası gözetilerek yapılan amelleri kabul eder." Bizler ihlas ve samimiyet kıstasını esas alarak ibadetlerin ve güzel fiillerin farkında olarak yapmamız gerekir. Günümüzde en büyük noksanlıklarımızdan biridir samimiyet ve ihlas. Ve Allahu tealanında kullarının yapmasından hoşnut olmadığı bir davranıştır. Nitekim bunu bir Hadis-i Şerifte anlıyoruz. Şöyle deniliyor; Hz. Ebu Hureyre anlatıyor: Rasûlullah (asm) şöyle buyururken işittim:

“Kıyamet günü hesabı ilk görülecek kimseler (şu üç kişidir: görünürde şehid, alim, servetini Allah yolunda harcayan zengin. Bunlardan ilk önce:)

1) Şehit düşmüş kimse olup Allah'ın huzuruna getirilir. Allah ona verdiği nimetleri hatırlatır, o da hatırlar ve nail olduğu nimetleri itiraf eder.

- Allah: “Peki bunca nimetlere karşı ne yaptın?” diye buyurur.

- Adam: “Ya Rab! Senin yolunda savaştım ve şehit düştüm.” deyince:

- Allah: “Hayır yalan söylüyorsun, sen, cesur desinler diye savaştın. Neticede bu söz de senin hakkında söylenmiştir.”

Sonra bu kişi verilen emir üzerine yüzüstü sürüklenerek cehenneme atılır.

2) Diğer bir adam ise ilim öğrenmiş ve öğretmiş, Kur'an okumuş bir kimse olup o da Allah'ın huzuruna getirilir. Allah ona da verdiği nimetleri hatırlatır. O da hatırlar ve itiraf eder.

- Allah: “Peki bu nimetlere karşılık ne yaptın?” diye buyurur.

- Adam: “İlim öğrendim, öğrettim ve senin rızan için Kur'an okudum.”, cevabını verir. 

- Allah da buyurur ki: “Yalan söyledin. Sen, 'âlim' desinler diye ilim öğrendin, 'ne güzel okuyor' desinler diye Kur’an okudun. Zaten bu sözler de senin için söylenmiştir.”

Sonra emredilir de yüzüstü cehenneme atılır.

3) Daha sonra Allah'ın kendisine her çeşit mal ve imkan verdiği bir kimse Allah'ın huzuruna getirilir. Allah verdiği nimetleri ona hatırlatır, o da onları itiraf eder. Bunun üzerine Allah:

- “Peki ya sen bu nimetlere karşılık neler yaptın?” diye buyurur.

- Adam: “Senin rızanı kazanmak için sevdiğin yollarda harcadım.” deyince Allah kendisine: “Yalan söylüyorsun, halbuki sen bütün yaptıklarını, 'Ne cömert adam.' desinler diye infak ettin. Bu söz de senin hakkında gerçekten söylenmiştir.” buyurur ve ardından da Allah'ın emri üzerine bu kimse de yüzüstü cehenneme atılır.” (bk. Müslim, İmâret 152, hadis no: 1905; Tirmizî, Zühd 48, hadis no: 2383; Nesâî, Cihad 22) 

Yani bu hadisten anlıyoruz ki samimiyet ve ihlasın Allah katından ne kadar çok ehemmiyetli olduğunun farkına varıyoruz. Samimiyetten ve ihlastan ırak işler, her tarafı delikli kovaya su doldurmaya benzer. Ne kadar doldursan da ne yazık ki dolmaz kova.  Eğer biz samimiyetli ve ihlaslı olursak o zaman gönülleri fethederiz ve kazanırız. Ve böyle yaptığımızda da o gönlün sahibi de bizden hoşnut olur. O hâlde bütün mesele ihlas ve Allâh’a karşı samimiyet sahibi olabilmektir...

Samimiyet ve ihlaslı olabilme dileğiyle vesselam...

Ömer Faruk Tosun 



Yorumlar

Popüler Yayınlar