Karanlıktan Aydınlığa

“Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Oysa ahiret daha hayırlı ve süreklidir.” (87/16-17)

İçinde bulunduğumuz şu dünya hayatı geçici olmakla birlikte amaçsız değildir. Dünya hayatı bizim için ahiret yurduna geçiş için bir köprü vazifesindedir. Sınırlı ve geçici bir yerden sınırsız ve kalıcı yurda geçiş. Peki kalıcı yurda geçerken mutlulardan olmak için ne yapılmalı? El cevap, salih amellerle, ibadetlerimizde halisine tavırlarla yaşamımızı şekillendirerek yaşamalıyız.

Şükürler olsun ki Müslüman olarak doğduk. Bu, bize verilen en büyük nimet. Risalet döneminden önce insanoğlu kocaman bir karanlığın içerisindeydi. Adını dahi sayamayacağımız çokça bataklık içerisindeydi insanoğlu. Fahr-i Kâinat efendimiz (s.a.s) ile birlikte insanoğluna yeni bir güneş doğdu, elhamdülillah.

Peygamber efendimizin (s.a.s) görevlerinden biri de insanlığı karanlıktan aydınlığa çıkartmaktı. Nitekim bu hakikat yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kulu Muhammed’e apaçık âyetler indirendir. Şüphesiz Allah, size karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir.” (57/9)

Bizi yoktan var eden Allah’a ne kadar hamd etsek azdır.  Biz yokken bizi var kıldı. Peki biz bunca nimetten sonra kulluğumuz için hala bir şeyler yapmayacak mıyız? Artık dirilişe, kıyama geçmenin vakti gelmedi mi? Karanlıktan aydınlığa çıkmak için bir şeyler yapmayacak mıyız?

 Salih Çelikgöz