Amel Reçetemiz
11 ayın sultanı Ramazân-ı Şerifi uğurluyoruz. Bu güzel Ramazan ayında oruçlarımızı tastamam tutup, orucun mahiyetini kavradık mı? Oruç sadece aç mı kalmak olarak algılandı yoksa gözümüze, dilimize, elimize de oruç tutturduk mu? Evet, reçetelerimizdeki ilk basamak orucu bedene değil ruha, nefse tutturmak diyebiliriz. Reçetemizdeki diğer basamak bu süreçte Rabbimize ne kadar tövbe ettik? Secdeye gidip ağladık mı? Ellerimizi açıp kapısına dayandık mı? Ne diyor Efendimiz; Ramazan girip çıktığı hâlde günahları affedilmeyenin burnu sürtülsün! (Tirmizi). Bir düşünelim ne kadar istiğfar yaptık. Reçetemizdeki bir diğer basamağımız olan namazlarımıza sıkı sıkı tutunup dinimizin direğini sağlamlaştırdık mı? Bu rahmet ayında namazlarımıza çekidüzen verdik mi? Kılıyorsak devamlı hale getirip, daha da huşusunu arttırarak diğer aylarda da devam ettirmeli, kılmıyorsak teravihler bize alıştırma olup farz namazlarına da başlamalıyız. Bu güzel reçetedeki düsturları bayram sevinci ile de çoğaltmalıyız. Ne mi yapmalıyız? Küs olduğumuz akrabamızı arayıp helallik almalı, halini hatrını sormalı, muhabbetimize yeniden başlamalıyız. Büyüklerimizin ellerinden öpmeli, gönüllerini fethetmeli, yüzlerinde biraz olsun tebessüm oluşturmalıyız. Küçüklerimizin başlarını okşamalıyız. Bayramda boynu büyük kardeşlerimize yardım eli uzatmalı, onların dertleri ile hemhal olmalıyız. Rabbim kendimize İslâm reçetesi oluşturup, o reçetinin çözümünün Kur'an-ı Kerim ve Efendimiz'in hadis-i şeriflerinde olduğunun bilince olup, şifa bulmayı hepimize nasip etsin.
Ahmet Tayfan | Güngör Güzel
Yorumlar
Yorum Gönder