HZ. PEYGAMBER VE ÇOCUKLAR
Alemlere rahmet olan Hz. Peygamberimiz çocuklara karşı özel bir sevgi ve bağlılık göstermiş, şefkati ve merhameti ile de tüm insanlığa örnek olmuştur. Çocuklara şefkatle muamele etmiş, onların başlarını okşayarak, öperek sevgisini izhar etmiştir.
Şöyle bir hadisi aktarmak istiyorum.
يحدثه أبو عثمان عن أسامة بن زيد رضي الله عنهما : كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يأخذني، فيقعدني على فخذه، ويقعد الحسن على فخذه الأخرى، ثم يضمهما، ثم يقول : " اللهم ارحمهما ؛ فإني أرحمهما ".
Üsame b. Zeyd'in bir rivayetine göre Peygamberimiz, Üsame b. Zeyd’i bir dizine, torunu Hasan’ı da öbür dizine alır ve oturtur, sonra onları bağrına basar ve “Allah’ım, Sen bunlara merhamet et. Zira ben bunlara merhamet ediyorum.” (Buhari, Edeb, 22)
Bu şekilde Peygamberimiz sadece kendi çocuk ve torunlarına değil; din, dil, akrabalık bağı gözetmeden tüm çocuklara yakından ilgilenir, onları kucaklayıp bağrına basardı.
Yine bir gün Peygamberimiz torunu Hasan’ı öptü. Akra b. Habis de bunu görünce Peygamberimize dedi ki: “ Benim on tane oğlum olduğu halde hiçbirini öpmedim.” Bunun üzerine Peygamberimiz ona bakıp “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz” buyurdu. (Buhari,Edeb,18)
İşte bu şekilde rahmet abidesi Peygamberimiz çocuklara karşı olan sevgisini hiçbir zaman gizlememiş, onlara daima açıktan sevgi ve şefkatle muamelede bulunmuştur.
Hz. Peygamber yeri geldiğinde, namaz kılarken, çocuklara olan sevgi ve bağlılığından dolayı torunları Hasan ve Hüseyin onun mübarek sırtına çıkıyorlar ve Peygamberimiz secdeyi uzun tutuyordu. (Heysemi,9/179)
Aynı şekilde Peygamberimiz cemaatle namaz kıldırırken, arka saflarda ağlayan bir çocuk sesi duyuyor ve namazı kısa tutuyor. Böylece annesinin çocuğuyla meşgul olmasına imkan sunuyor. Namazı neden kısa tuttuğunu soran sahabiye ise “Geride kalanlar safındaki çocuk sesini duymadın mı? Annesinin çocuğuyla ilgilenmesini temin edeyim dedim” buyurmuştur. (Nesai, Kıble, 35)
İşte bu tüm örnekler, onun çocuklara olan şefkati ve merhametini; çocuğun yorulmasına, ağlamasına dahi el vermediğini gösteriyor.
Peygamberimiz insanlara; çocuklarına karşı iyi davranmalarını öğütlemiş ve aynı zamanda onların eğitilmelerini de öğütleyerek şöyle buyurmuştur: “Çocuklarınıza hoş muamelede bulununuz ve onları güzel terbiye ediniz” (İbn Mace, Edeb, 3). Yine başka bir rivayetinde “Hiçbir baba çocuğa güzel terbiyeden daha üstün bir hediye vermiş olamaz” (Tirmizi, Birr, 33) buyurarak çocukların güzel eğitilmesine, ahlaklı bireyler olmalarına işaret etmiştir.
Bu durumda şayet anne ve baba, Hz. Peygamberi örnek alır ve hayatlarına tatbik ederlerse, çocuk da ilk kaynak olarak anne ve babayı örnek alacak, onları taklit etmeye başlayacaktır. Bu şekilde güzel bir temel inşa edilirse, salih bir evlat da Allah’ın izniyle yetişecektir.
Peygamberimiz çocukların eğitimi konusunda kız-erkek ayrımı yapmamış, her ikisinin de en güzel şekilde eğitilmesine işaret etmiştir. Malumdur ki onun dönemi kız çocuklarının toplumdan dışlandığı, hor görüldüğü bir ortamdı. İşte peygamberimiz kız çocuklarının güzel bir şekilde eğitilmelerine özel bir vurgu yaparak şöyle buyurmuştur: “Kim ki üç tane kız çocuğu yetiştirir, güzel terbiye eder, evlendirir ve onlara iyilikte bulunursa o kimse için cennet vardır” (Ebu Davud, Edeb, 131,355)
Başka bir rivayete ise iyilikte buyurmuştur: “Kimin kız çocuğu olur da onu canlı canlı gömmez, ona hakaret etmez ve erkek çocuğunu ona tercih etmezse Allah o kimseyi cennete koyar” (Ebu Davud, Edeb, 131,354)
Sonuç olarak bizler çocuklarla olan muamelelerimizde Hz. Peygamberi örnek almalı, kız-erkek ayrımı yapmadan sadece masum bir çocuk olduğu için bile onlara değer verip şefkatle ve merhametle yaklaşmalı, aileden başlamak üzere en güzel şekilde edepli, hayâ sahibi, dine ve millete hizmet edecek bireyler yetiştirmeliyiz. Unutmayın onlar da birer sadaka-i cariyedirler ve üstelik sadaka-i cariyenin en güzel, en tatlı halleridirler. Allah bize tüm konularda Hz. Peygamberi örnek alabilmeyi ve salih evlatlara sahip olmayı nasip etsin.
Mehmet Emin Türkoğlu
Yorumlar
Yorum Gönder