Zamanın Kıymeti

Bizleri yoktan var eden, varlığından haberdar eden, kalemle yazmayı öğreten Allah’a hamd-ü senalar olsun.

 

Zamanın daha hızlı aktığını hissettiğimiz günümüz dünyasında şüphe yok ki zamanın kıymeti daha da çok anlaşılıyor. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerle birlikte ve sosyal hayatımızın getirdikleri ile birçok uyarıcıya maruz kalmaktayız. İmkânlarımızın artması ile birçok işi de yapma kuvvetini elde eden insan, zamanını da verimli kullanması gerektiğinin bilincine varmalıdır. Varlığının mahiyeti olarak mükellef olan insan, zamanını verimli kullanabilmesi, eylemlerini buna göre şekillendirmesi ona yüklenen gayesinin gereğidir.

 

Sorumluluklarını yerine getirmesi ise ancak fiillerinde hür bir iradeye sahip olmasıyla anlamlı hale gelir. İradeyi kısaca tanımlamak gerekirse eylemlerimizi serbest bir şekilde gerçekleştirdiğimiz kuvvettir. İrade bizi diğer canlılardan ayırt eden en önemli özelliklerimizdendir. İnsanın eylemleri ve davranışlarını hür bir şekilde yapabilme yetisi bizi eşrefi mahlukat vesilesi olma bakımından kıymetlidir.

 

İnsan, irade sahibi bir varlık olmasaydı rüzgâr karşısında bir o tarafa bir bu tarafa savrulan bir varlık olurdu. Hal bu ya insanda bulunan irade elbette sınırsız değildir. Ancak ihtiyari fiillerinde iradesini kullanabilmesi onun sınırlı da olsa irade sahibi varlık olduğunu gösterir. Bu bakımdan insanoğlunun gayesini gerçekleştirmesi için de iradesini kullanarak örnek alması gereken kişi sevgili rehberimiz peygamber (s.a.v.) efendimizdir. Nitekim Allah (c.c.) bu gerçeği şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı ümit eden ve Allah'ı çok zikreden kimseler için Allah'ın resulünde size güzel bir örnek vardır. (Ahzab/21)" İnsan-ı kâmil olan, ideal olan tek insan, rehberimiz peygamberimiz iken bizler faydası veya zararı dokunmayacak kimseleri örnek almamız gerekmektedir.

 

Zamanın kıymetini anlamamız için sevgili rehberimizin şu kıymetli hadisi bizler için ışık kaynağıdır: “İki nimet vardır ki, insanların birçoğu onları değerlendirme hususunda aldanmıştır: sağlık ve boş zaman (Buhari, Rikâk,1)”

 

Dünya ve ahiret mutluluğu için faydası olmayan işlerle meşgul olmak büyük bir hüsrandır. Ruhumuzu teslim edeceğimizin gerçeği olarak karşımıza çıkan ölüm olgusunu kuran-ı kerim dünya hayatının geçici olduğu, önemli olan dar-i baki olan ahiret yurdunun kalıcılığına değinmektedir. Bu konuda rehber edinmemiz yol bellidir.

 

Hasılı kelam eşref-i mahlukat olan insan gündelik telaş içerisinde hızla akan zamana maalesef ki kendini kaptırmakta ve ebedi olan ahiret hayatı için hazırlanmayı pek çok defa ihmal etmektedir. 

Salih Çelikgöz


 

Yorumlar

Popüler Yayınlar