İrade Zamanı
Bizi diğer varlıklardan ayıran en önemli hasletimiz ‘’akıl’’dır. Akıl bizi irade sahibi kılar. Kendi irademiz ile doğru ve yanlışı ayırt edebilme potansiyelini bizde ortaya çıkarır. İnsanın tercih ettiği yol iradesi dahilindedir. Bizler Hak yolda mı olmak istiyoruz yoksa batıl yolda mı? Ahirette haşredilirken hak üzere mi anılmak isteriz batıl, sapkın, yanlış üzere mi anılmak isteriz? Bunlar dünya hayatında ömür sermayesi bitmeden bizlerin iradesi dahilinde tercihlerimiz neticesinde ortaya çıkacaktır. Rabbimiz bu hususta Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor; ‘’ Her insanın sorumluluğunu omzuna yükledik. Kıyamet gününde insana, açılmış vaziyette önüne konulacak olan bir kitap çıkaracağız.’’ Ve şöyle devam ediyor; ‘’Oku şimdi kitabını! Bugün kendini yargılamak üzere kendi nefsin yeter! ‘’[1] Evet ayet-i kerimede de görüldüğü üzere Rabbimiz bizlere verdiği irade neticesinde bir sınava tabii tutuyor. Kimseyi işlemediği ameli ile yargılamıyor. Herkesi iradesi minvalinde hesaba çekiyor. Burada Yunus Emre’nin sözüne değinmek gerekirse; ne diyordu Yunus ‘’Kader gayrete aşıktır.’’ Evet Rabbimiz sorumluluğu bizlere yüklediğini söylüyor, bu sorumluluğu bir gayretkeş olarak bizler sırtlandık ve hak yolda gayret ve amel ederek yürümeyi bir görev bir dava bilmeliyiz.
Bu dünya bir imtihan yeri ve bizler de birer talebeyiz. Bu imtihan yerini bir sınav kağıdı olarak görmeli ve biz talebelerin elindeki kalemi de irade olarak ele almalıyız. Kalemi tutan bizleriz ne yöne hareket ettirirsek o şekilde bir iz bırakacaktır. Bizler irademizi ne yöne kullanırsak o yönde birikim yapmış olacağız. Efendimiz bizlere birikim yapacağımız hususta nasıl bir yol izleyeceğimize dair şu sözleri ile ışık tutmuştu; “Dünyada sanki bir garip veya bir yolcu gibi ol” [2] Evet insanoğlu bu dünyadan sadece geçiyor. Cahit Zarifoğlu diyor ya hani; ‘’Burası dünya, ne çok kıymetlendirdik. Oysa bir tarla idi, ekip biçip gidecektik.’’ Bizler bu imtihan tarlası olan dünyada irademizi kullanarak bir garip veya bir yolcu gibi olarak bulunmalı ve yaşamalıyız. Bu dünyadan sadece geçiyorken en güzel ahlaka sahip geçmeli, en güzel amellerle heybemizi doldurmalı, en doğru yol olan Allah’ın yolunu tutmalı, en güzel rıza olan Allah’ın rızasına nail olmayı arzu etmeli, en güzel davranışlara sahip olan Efendimiz’in davranışlarını kendimizde oluşturmalıyız ve bunların hepsini elimizde bulunan tercih dediğimiz ‘’irade’’ neticesinde yaptığımızın bilincinde olmalıyız.
Kuran’ı Kerim’i rehber Efendimiz’in hadislerini de bu rehberin pusulası olarak görüp, bilip, anlayıp bu şekilde irade sergilemeyiz. Kuran’da bizlere iyiliği emret diyorsa iyiliği emredip kötülükten alıkoy diyorsa kötülükten alıkoyarak irade göstermeliyiz. İrademiz bu kaide de dirençli, sapasağlam olmalıdır. Bizlerde ki irade; yanlış yaptığı ama doğrusunun da o yanlış olan olmadığını bildiği bir irade olmalıdır. İradesi neticesinde yanlışından dönüp tövbekar olan kullardan olmalı, başlıkta da geçen ‘’irade zamanı’’ hususunda bize verilen ömür denilen zaman bitmeden elimizde irademiz varken doğruyu, temizi, hak olanı seçip bu uğurda yaşamalı ve yaşatmalıyız.
Yorumlar
Yorum Gönder