Yakarış

 

Ey Lütfu bol Rabbim!

Biz senin kullarınız

Makamına layık mıdır amellerimiz

bilmeyiz

Bildiğimiz günahlarımız

şüphesiz çok

Lütfundan başka umudumuz yok

Senin kapına bağlanmışız

Gayrı gidecek yerimiz yok

Rahmet sağanaklarınla yıka

kirlenmiş gönüllerimizi

Meleklerin selamını duyur

Duamıza amin demiş olsunlar

Ellerimizde olsun elleri meleklerin

Kabe’nin damına yeşil sancağı diktikten sonra

Göklere yükselirken

Taleplerimizi sığınmalarımızı taşısınlar

Yüce katına

 

Ey Güneşi yükseltip

yeryüzünü Zifiri karanlıktan sonra

Işıtıp ısıtan Rabbim!

Gönül göğümüz günah gecesinin

En onulmaz karanlığında olsada

Aşk güneşini ruhumuzdan yükselt ki

Nefis toprağı pişsin

Pişsin de huzuruna ersin

Güneşi yakacak bir aşk ummanında

Kanatlansın ruhlarımız

Bedenimiz erisin

Fenâdan bekâya kanat vursun güllerimiz

Yanmış bir bülbülüm ben

Şakımalarım yitmiş

Gülistanda zârî inleyen

Aşk ateşi yaktıkça sadrımı

Göz pınarlarımdan nehirler fışkıran

 

Hiçlik yurdunda bir damla olurum

Ellerim boş

Bunca vakit bir su birikintim yok

Kuraklık bastırınca

Gözlerim kurumuş

Dudaklarım çatlamış susuzluktan

 

Hep dağların doruklarına

çağırırsın beni

Bülbülün sesi çınılar kulaklarımda

Kırlara döşenen çiçekleri gözüme sürme çekersin

Bak dersin doğuyor güneş

Bak bak ufukta batmada

Doğuşta batışta ruhuma bir resim gibi yazılır

Umman’ların sakinliğinde gizlidir kasırgalar

Şehirleri yıkan ağaçları söken

 

Ey varlığın Sultanı!

Gözlerimden düşen iki damla kurutur tüm deryalarını

Ebediyeti kazanacakken kaybetmekten korkan

Kendimden yok umudum

Ben ancak senin lütfuna inanırım

Sana güvenirim

Bu müznibin sen bakma

kesreti isyanına Kılleti taatine

Sen kerem hazinelerini bir yay hele

O yaygıda kapını bilen bu müznibe

Bir kulaçlık bir yerin yok mudur

Vermeden kapından gitmeyiz

Versen de gitmeyiz

Sami Önler

 



Yorumlar

Popüler Yayınlar