Eylemlerimizin Neticesi: İstikamet
Asırlar boyunca insanoğlu bilgi ve birikimi ile geleceğini inşa etti, etmeye de devam etmektedir. Ancak geleceğe sağlam adımlarla ilerlemek ise eylemlerimizin bilinçli bir şekilde yapılmasıyla gerçekleşmesi ile olur. Bu bilinci de bize kazandıracak olan en güzel kavramlardan biri “istikamettir.”
Literatürde birçok anlama gelen istikamet kavramı “kişinin her türlü aşırılıktan sakınarak doğruluk üzere bulunması manasında ahlak ve tasavvuf terimidir. (TDV, İstikamet)”
Gelecek, istikamet üzere inşa edilir. Eğer bizler istikametimizi sağlam tutmazsak hafazanallah hüsrana uğrayanlardan oluruz. Peki hüsrana uğrayanlar olmaktan korunuruz? Afaki bir yere gitmeye gerek yok yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır: “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. (Hud,12)” Ayetin mealinde geçen dosdoğru olmak “istikamet” kelimesine karşılık gelmektedir. İnsanoğlu eylemlerinde serbest ve özgür olması hasebiyle hilkatine uygun davranışlarda bulunması kendisinden beklenmektedir.
Peki bu nasıl olacak? Bu hususu bir de hadis-i şerif üzerinden inceleyelim: Sahabeden biri, cihan Serveri Efendimize (s.a.s) şöyle bir soru sormuştu: Ey Allah’ın resulü! Bana İslam’ı öylesine tanıt ki, onu bir daha senden başkasına sormaya ihtiyaç hissetmeyeyim. Bunun üzerine peygamberimiz de “Allah’a inandım de sonra da dosdoğru ol!” (Müslim, İmân 62. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 61; İbni Mâce, Fiten 12) şeklinde buyurarak cevap vermişti.
Hadisi şeriften de anlaşılacağı üzere sevgili peygamberimiz (s.a.s) dosdoğru olmanın, istikamet üzere olmanın önemine vurgu yapmıştır. Bizlerde sağlam temellere dayanan bir gelecek inşa etmek istiyor isek bu kutlu hitaplara uymalı ve dosdoğru olmalı, eylemlerimizi buna göre dizayn etmeliyiz.
Yazımızı sevgili peygamberimizin (s.a.s) şu duasıyla nihayete erdirelim: “Ey kalpleri halden hale çeviren Allah’ım! Benim kalbimi dininde sabit kıl!” (Tirmizî, Kader, 7; Daavât, 90, 124)
Salih Çelikgöz
Yorumlar
Yorum Gönder