Geleceği İnşa Eden Eylem

    Hayata gözlerini açan insan anne ve babasının evlenme eylemini takip eden eylemler sonucu dünyaya gelmektedir. Ardından gelişip büyümesi de, her bir gün yeni bir yarına ermesi de bir önceki günde ortaya koyduğu çalışmalar bütününün sonucudur.

    Okuduğumuz okullar, kazandığımız yetenekler kişisel gelişimlerimiz ve attığımız her adım hep yarınımıza yön veren çabalar olurlar. Kazanılan her türlü birikim yetenek, kabiliyetler bütününün devamı olarak sürdürürüz ömrümüzü.

    Haddi zatında vücudumuzda bulunan bütün organlarımız durmak bilmez eylemler içindedir ve bu eylemlerle bizi geleceğe taşırlar.

    Gözümüz gördüğünü, kulağımız duyduğunu, dilimiz tattığını, burnumuz kokladığını, derimiz dokunduğunu hissedip tanımlayıp hafızaya/beyne kalbe/gönüle gönderir, akıl verileri toplar, değerlendirir, tasnif eder vakti gelince kullanır ve insanı yönlendirmek babında gerekli organa gerekli talimatı verir ve organ harekete geçer.

    İnsanın bedeni ve gönlü iradeli iradesiz sürekli eylem içindedir ve bu eylemler insanı bir sonraki âna taşırlar. İnsanın kendi beden ve ruh bütünlüğü içinde biteviye devam eden eylemler bir tarafa insan kendi karar mekanizmalarını da kullanarak hem kendini hem de çevresini etkileyen gidişata yön veren davranışlarda bulunur. 

    Sesiyle sözüyle, öfkesiyle, sevgisiyle, tebessümüyle hem kendi gönlüne/amel defterine hem de çevresine iz bırakır.

    Vakitlice toprağı tımar edip işleyip ektiğinde topraktan ekilen ürünler biter gelişir büyür ve hasadı yapılır. Hasadı yapılan ürünlerden gelecek zaman içinde istifade edilir.

    Dünyadaki her türlü eylemimiz yarınımıza yön verir ki insan eylemlerinin hasılı olur.

    Bir de insanın eylemlerinin ölümden sonraya yansıması vardır. İnsanın ahiret geleceği dünyadaki yapıp etmelerinin toplamından oluşur. Bunu ortaya koymak üzere Rabbimiz Haşr Suresinin 18. ayetinde “Ey İnsanlar! Allah’ın emirlerine uygun yaşayın/Allah’tan sakının. Herkes ahireti için önden ne gönderdiğine baksın ...” buyurmaktadır. İnsan ektiğini biçer. Yaptığının karşılığı onu bekler. Lütuf olarak Rabbinden güzel şeylere ermesi mümkün olmakla birlikte ahirette kötü sonunu insan kendisi hazırlar. Sözlü ve fiili davranışları insanın ahiretini inşa eder ki ‘İnsan yarını için ne gönderdiğine baksın’ buyrulmuştur. İnsan buradan maddi şeyleri nakliye araçlarıyla ahirete gönderiyor değildir. Onun her çeşit eylemi ahirette maddi ve manevi varlığa dönüşecektir. İman ehlinin iman ve salih amelleri onu cennette lütuf ve ihsan olarak karşılayacak; inkâr, küfür, nifak ve isyan ehlinin amelleri ise onu ahirette azap ve ikab olarak karşılayacaktır.

    Hz. Peygamber Aleyhisselam insanın amellerinin pazartesi ve perşembe günü Allah’a arz edildiğini haber vermektedir. Yani amellerimiz/eylemlerimiz bizden önce geleceğe varmakta ve bizim için orada varılacak yurda dönüşmektedir. İnsan bu dünyada gönlünce yaşama muradıyla gaflete düşüp günahlara dalar, haramlara bulanırsa bu dünyada zevki sefa sürdüğünü düşünerek ahiretteki sıkıntılı hayatını inşa etmiş olur. Zevk ve istekle işlediği günahları ahirette onun ateşi oluverir ki bunu ifade etmek babında ateşe dayanabileceğin kadar günah işle denmiştir.

    Hasılı dünya ve ahiretin güzel ve kötü geleceğini insan kendi tercih ve amelleriyle hazırlar. Akıllı kimse atacağı adımın ortaya koyacağı davranışın dünya ve ahirette getireceği sonuçları hesap eder de ona göre hareket eder.

    İnsan sözünün esiri olduğu gibi davranış ve fiilinin de esiridir. Bütün eylemleri insanı yedeğinden tutup gelecekte beklerler. İnsan geçmişinin üzerinde yükselir. Aslında bugün var olan insan dünden gelmiştir. Bugün dün ortaya koyduğu gayreti kadardır insan. İnsanın ahireti de dünyasının yansıması olacak.

    Ey İnsan! Geleceğini sen inşa etmektesin. Bak bakalım kendine nasıl bir dünya/ahiret geleceği inşa etmektesin?    

    Sami Önler 


Yorumlar

Popüler Yayınlar