NEFSİN KONTROL MEKANİZMASI: RAMAZAN
Müslümanlar için rahmet, bereket, sabır ve bağışlanma ayı olarak kabul edilen, bu aya gelinmesiyle beraber büyük bir coşku ve sevinçle karşılanan “şehr-i ramazan” yılın diğer aylarından ayrılmaktadır.
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in de indirilmeye başlandığı ve içinde ‘bin aydan daha hayırlı gece (Kadir, 97/3)’ olarak belirtilen Kadir gecesinin de bulunduğu Ramazan ayı aynı zamanda bizler için bir fırsat ayıdır. Nitekim bu hususu Resûl-i Ekrem (s.a.v) “inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutan kişinin geçmiş günahlarının bağışlanacağını” (Buhârî, Savm, 5.) haberini verdiği bereket ayıdır.
İslam’ın beş temel esasından biri olan oruç ibadetinin de bu ayda farz oluşu Ramazan ayının ayırıcı vasıflarından biridir. İnsanların hayat meşgalesinden, stresinden ve yoğunluğundan rabbinin huzuruna çıkabileceği güzel bir vesiledir. Sevgili peygamberimizin (s.a.v) “Ramazan ayı geldiğinde cennet kapıları ardına kadar açılır cehennem kapıları da sıkı sıkıya kapatılır ve şeytanlar da zincirlenir” buyurduğu bu ayda bizi ibadetten, şükürden, iyilikten, doğru yoldan ayırmaya çalışan şeytanın zincirlendiği belirtiliyor. Unutulmamalıdır ki bütün günahlarımızı bize şeytan işletmemektedir. Eğer böyle olsaydı Ramazan ayında kimsenin günah işlememesi gerekirdi.
Tasavvuf ehli bizleri ibadetten alıkoyan ve kötülüğe sebep olanın nefis olduğunu, dünyevî ilgilerin ve çıkarların etkisi altında olduğunu belirtir. Tasavvuf erbabının hadis olarak aktardığı ‘nefsini bilen rabbini bilir’ sözü ile nefsi terbiye etmenin öneminden bahseder. Bu bakımdan nefsimize hâkim olmalı, nefis muhasebesinin çokça yapıldığı bu mübarek ayda kendimize çeki-düzen vermeliyiz. Niyetimiz her daim Allah’ın rızasını kazanmak olmalı, bu duyguyu, hissi yakalamak ve bu niyetle de sabit kalmamız gerekmektedir.
Oruç ibadetini sadece biz Müslümanların aç kalması olarak algılamamız doğru değildir. Manevi anlamda da arınmamıza vesile olur. Alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili peygamberimizin (s.a.v) de buyurduğu üzere “Oruç kalkandır” (Buhari, Savm, 2.) Dolayısıyla bize düşen vazife bu ayda cahillik etmemek ve bu bereketli aydan nasiplenebilmektir. Bizlere kötülükle yaklaşanlara, zarar vermek isteyenlere karşı ‘ben oruçluyum’ diyerek kendimizi korumalıyız.
Ramazan demek kendimizi dönüştürmenin, nefsimizi arındırmanın adıdır. Oruca hazırlık mahiyetinde gece yarısı kalktığımız sahurla birlikte rabbimize söz verdiğimiz ve iftar sofralarımızda kardeşlerimizi davet edip kaynaşmamızın adıdır ramazan. Teravih namazı ile buluşmamızın ve de gece vakti teheccüd ibadeti ile Allah’ı tefekkür etmenin imkanının adıdır ramazan. Sevgili Peygamberimizin (s.a.v) bin aydan daha hayırlı olan leyle-i kadirde Hz. Aişe annemize “Ey Allah’ım! Sen affedicisin, cömertsin, affetmeyi seversin, beni affet” (Tirmizi, Daavât, 84.) şeklinde öğrettiği duanın çokça edildiği ve bundan pay alınmasının aydır ramazan. Ramazan ayına özgü bir ibadet olmayıp peygamberimizin (s.a.v) sünneti olan itikaf ibadeti ile nefsimizi terbiye etmeye gayret etmemizin adıdır ramazan.
Yüce Mevla’mızdan niyazım odur ki, niyetimizi halis kılsın. Selam ve dua ile
Salih Çelikgöz
Yorumlar
Yorum Gönder